14 Şubat 2012 Salı

son zamanlar...

geçtiğimiz hafta benim için  çok yoğundu.Uzun zamandır görmediğim ama hep aklımda olan dostlarımla bizim evde görüştük.ve onlar için zevkle bir dolu tarif hazırladım özenerek ,İşin üzücü tarafı yaptığım tariflerin fotoğraflarını çekmeyi unuttum.Aslında unuttuğum başka bir şey daha var .Vicdan azabım gün geçtikçe artıyor.Şu son günlerde sosyal medya sayesinde herkesin seferber olduğu gamze için bir tüp kan kampanyasına katılmak için kan vermeye gitmeyi istiyorum ama bugün yarın erteliyorum.
Umarım ben ve belki benim bloğumdan okuyan bir yada birkaç kişi bu görevi yerine getiririz.

Bir rus atasözü derki ;Bir insan acı duyabiliyorsa canlıdır. Bir insan başka bir insanın acısını duyabiliyorsa insandır. Ben çevremdeki kişilerin başkalarının da acılarını duyabildiklerine inanıyorum.Bundan 4 yıl önce Antalya 'ya seminere gittiğimde eski ev arkadaşım Figenciğimle Düden Şelalesinde buluştuk karşılıklı şelalenin kenarıda oturup eski günleri konuşup gülerken birden ikimizde ağlamaya başladık çünki  ortak acımız vardı ikimizde kardeşimizi çok talihsiz bir şekilde aynı yıl kaybetmiştik.Karşılıklı acımızı paylaşırken okadar ağladık ki önümüze konmuş olan ne çaydan nede gözlemeden tadamamış tadacak ta durumumuz kalmamıştı.Biraz sakinleşince orada çalışan bir adamcağız yanımıza yaklaşıp ''nekadar ağladınız kardeşim dedi.Bir gazetede okudum insanın hayatındaki mutluluklar ve acılar eşit orandaymış ,yani mutlu olduğumuz zamanlar kadar üzüntülü ve kederli zamanlarımız varmış dedi.İsterseniz bir de böyle düşünün'' adama baktık nediyebilirdik ki elimizde sadece keşkelerimiz vardı.Buraya neden bunları yazdım bilmiyorum ama bildiğim herkesin hayatında mutluluk oranını arttırmanın tek bir yolu olduğu o da güzel yemekler yemek ve yapmak.:)))



Ensevdiğim tencerem ve yemek
ETLİ LAHANA YEMEĞİ
MALZEMELER

-Küçük boy lahana
-2 adet orta boy soğan
-250 gr kıyma veya kuşbaşı et (ben tavuklusuna da bayılıyorum lakin eşim sevmiyor :(( )
-Kuru acı biber veya pul biber
-2 yemek kaşığı domates ve biber salçası
-tuz karabiber
-zeytinyağı ve yeterince ılık su

YAPILIŞI
Edirne de çalıştığım dönemde gezmeden dönerken kendi evime gitmek zor gelmiş arkadaşım da kalmaya karar vermiştim.Gecenin  yarsında   kapuska yermisin dedi arkadaşım; cevabim ıyyyyyk hayır dolmasınıda sevmem kapuskasını hiç yemem olmuştu:))) Gülümsedi bence denemelisin ben yiyeceğim  yok ben süt içrim dedim.Kıymalı kapuskaydı hiç unutmuyorum yemeği ısıttı banada süt ısıttı sonra çok içten gülümsemeyle yaaa canım 1 çatal alsan annem yaptı çok güzel yapar dedi.Herhalde ölmem diye düşündüm o gece 1 tabak kapuskayı mideme indirdikten sonra her hafta yemeğini yaptım sanırım.Gerçek macırlar (muhacir) Lahana kapuskasına pirinç  bulgur koymuyorlar bende zaten pirinçisini sevmiyorum tadını bozuyor yemeğin. Küçük kemikli tavuk etli olanıda muhteşem oluyor.Bu yemeğin olmaz sa olmazı acı biberi ama mutlaka küçük kurutulmuş acı biberle pişirilmesi gerekiyor.Pul iber biraz sosyete işi oluyor bu yemekte.:))) Arkadaşımın annesi öyle söylemişti.
 Tenceremizin altına güveç mantığıyla geç pişenler alta sıralamasıyla önce eti ,sonra doğranmış soğanı ,2 kaşık salçayı acı biberimizi ve isteğe bağlı büyüklükte doğranmış lahanayı  ,tuz, karabiber ve zeytin yağını koyuyoruz.Ağzı kapalı olarak ocağımızın en küçük gözünde altı iyice kısılmış bir şekilde 1 saat pişiriyoruz 1 saatin sonunda lahanalar suyunu salmış iyice küçülmüş oluyor.Kaşıkla yemeğimizi karıştırıyoruz ,2 subardağı sıcak suda salçayı eritip yemeğimize ekleyip et ve lahana yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz.Bu yemek takriben 2-2;30 saat arasında kısık ateşte pişiyor.

MANTAR SALATASI

MALZEMELER
-500 gr mantar
-3-4 adet közlenmiş biber
-1 kutu mısır
-1/2 demet dere otu
- 2adet limon
-sarımsak ,tuz,zeytinyağı

YAPILIŞI
-mantarlar yıkanıp 4 bölündükten sonra limonlu suda haşlanır (kararmaması için haşlama suyunayarım limon suyu eklemek şart. )
-Közlenmiş biberler küp küp doğranır
-dereotu incecik kıyılır
-Mısır mantar biber ve dereotu kapta güzelce harmanlanarak salata kasesine yerleştirilir.
-Üzerine sarımsak limon suyu ve zeytin yağıyla hazırlanan sos ilave edilir.
NOT:bu salataya taze sarımsak ve taze soğan ilaveside çok güzel olur.(Bizde mısır yoktu eklemedim :)))


BALLI AVAKADOLU KAHVALTILIK

MALZEMELER
-1 adet yumuşak avakado
- 2yemek kaşığı bal
-4-5 adet ceviz içi

Bu tarifi okuldan arkadaşım anlattığında avakadoyu tatlı olarak düşünememiştim.Denemeye karar vermem içinde avakado 2 hafta bekledi.
sonuç muhteşem görüntü antep fıstıklı cevizli bir sos
YAPILIŞI


Avakadoyu iyice yumuşaması için bekletiyoruz.Kabukları soyulmuş avakadoyu kasemnin içinde çatalla iyice eziyoruz içine 2 yemek kaşığı balı ve ceviz içini ilave ediyoruz. Bu basiıt değişik kahvaltı için yada  kreplerin arasına sürülecek muhteşem bir lezzet.:)

6 Şubat 2012 Pazartesi

KAHVALTI

Kahvaltı benim için vazgeçilmezlerin başında gelir.Bu tabiki her sabah erkenden kalkıp kendime çay demleyip kahvaltı hazırldığım anlamına kesinlikle ve kesinlikle gelmemektedir.Ama Vazgeçilmezimdir.
Eşim her gördüğü eş dost ve akrabaya senin eşin sana kahvaltı hazırlarmı ? sabahları kahvaltı ediyormusunuz ?diye ısrarla benim yanımda sorar sonra bana döner ve Canım görüyormusun bak herkes kahvaltı ediyor sabahları ,Peki biz neden kahvaltı etmiyoruz? hadi yarın sabah kahvaltı edelim der.Benimse klasik cevabım ımmmm tabi olur sen kahvaltıyı hazırla benide uyandır olur.:)))))))))))))Daha hiç kahvaltı için uyandırılmadım pazar günleride dahil olmak üzere. Buradan eşime duyurulur.

Çalışan biri olarak sabahları her zaman kahvaltı edemesekte bazı akşamlar kahvaltı ediyoruz.Heleki eve erken gelmişsem ve yemekte yapmak istemiyorsam kahvaltıya bayılıyorum.
Bizim kızlar grubumuzla da kahvaltı günü yapmaya karar verdikten sonra iyice kendimi kahvaltılıklar konusunda geliştirdiğimi düşünüyorum.Buradan da Arkadaşlarımın ve benim kahvaltı sofralarımızı yayınlayacağım.Şuan elimde sadece benim ve Dileğin kahvaltı sofrasının resimleri var ama Münişin kahvaltı sofrasının resimlerini mutlaka bulup bloğuma koymalıyım .Arkadaşım baya emek vermiş ve bizim için çok hoş kahvaltılıklar hazırlamıştı.

DİLEĞİN KAHVALTI SOFRASI

 

Bal kabaklı börek


Kara Lahana Sarması


Bisküvili muhallebi

Kıymalı Börek











Dilek'çiğim aynı zamanda bizim için fırında menemen yapmıştı.Klasik menemeni tavada hazırladıktan sonra yumurta kırma aşamasında toprak güveçe koyup üzerine yumurtaları tuz ve baharatlarla çırparak eklemiş ve fırında pişirmişti.

BAL KABAKLI BÖREK
Ben çocukken neredeyse her hafta annem bu bal kabaklı börekten yapardı.Annem el açması yufkayla büyük bir tepside yapar onuda kış olmasından dolayı sobayı çok yakarak sobanın üzerinde pişirir ve bütün evin börek kokmasını sağlardı.Ezine 'de pek çok kişinin çok iyi bildiği bu börek çok sevilir,hemen hemen bütün evlerde yenirdi.Şimdi hala yapılıyormu bilmiyorum.Tadına gelince Karadenizde mutlaka her evde Laz Böreği yada Laz Baklavası yapılır bu börekte içine konan muhallebinin hem tatlı hemde karabiberli olmasıyla meşhurdur.

Bizim Bal Kabaklı Böreğimizinse şekeri ve olmazsa olmazı karabiberidir.Annem ve onun annesi bol karabiberli yaparmış ki soğuk kış günlerinde karabiber insanın içini ısıtsın.

MALZEMELER
1 kg yufka
1 kg rendelenmiş bal kabağı
2 su bardağı toz şeker
1 tatlı kaşığı karabiber
Sıvı yağ

İÇ HARCIN YAPILIŞI
Öncelikle kabaklarımız rendelendikten sonra toz şeker(şeker miktarı isteğe göre değiştirilebir) ve karabiberle Bal Kabaklarının yumuşamasınıda sağlayacak şekilde iyice karıştırılarak bekletilir.
Daha sonra yufkaların üzerine yağ gezdirilip balkabaklı harrç serpilerek her iki taraftan rulo yapılıp yağlanmış fırın tepsisine ortadan başlayarak döşenir.kabaklı iç bitinceye kadar işleme devam edilir.Yufkalar bitince üzerine sıvı yağ sürülüp 175 derecede ısıtılmış fırında 35 dakika pişirilir.Afiyet olsun.

Fırında BALIK BUĞULAMA

2 haftadır Balık aldığımız balıkçımızında aaaa abi ben seni tanıyorum sen yabancı değilsin yeterki al parasını sonra verirsin nağmelerine tav olan eşim haftada 2 kez balık yemek konusunda ısrar ediyor. Haliyle bizde evde her hafta balık mutlaka tüketiyoruz.Aslında balığı tavada yada mangalda seviyorum ben ;şöyle 1 kasa hamsiyi alacaksın mangalı yakacaksın biryandan pişecek bir yandan yiyeceksin.Ne kadar güzel olurdu diyorum çünki Balığın  boyu ve kilosuyla ilgilendiğimiz bu günlerde gitgide balıkların neslinin azalması sonucu kasayla balık almak benim çocukluğumda kaldı.Ben çocukken her pazartesi pazardan annem sardalye alır onlarıda hiç temizlemeden asma yaprağının arasına yada direk ızgaraya koyar pişirirdi.Pişmiş balıklar daha sonra ayıklanır üzerine zeytin yağı limon sıkılır taze ekmek arasında mis gibi yenirdi.Eğer Ezine'liyseniz pazartesileri kurulan o güzel pazardan ve pazara gelen taptaze balıklardan haberiniz olduğu gibi,Ağustos ayındaki o yağlı sardalyelerden BOKLU KEBAP yapıp yemişliğinizde vardır.
boklu kebap için bekleyen sardalyeler :)))










 Evde balık kızartmıyorum çünki kokusunu evden çıkarmak biraz beni uğraştırıyor.Gerçi balık kızarttığım tavada sirke kaynattığımda yada biraz karbonat kaynatınca koku çıksada daha sağlıklı olduğu için fırında yapmayı terçih ediyorum.Lakin zamanı olan istavritin ve hamsininde arasıra tavasını yaparak hakkını veriyorum.
Balık buğulamayı annem soğan domates maydanoz ve limonla yapar ama nedense ben bu tattan pek hoşlanmıyorum.İşte benim sevdiğim tat;


MALZEMELER
4 adet sarı kanat
2 adet patates
1 orta boy soğan
2 küçük kereviz.
tuz taze kırılmış karabiber zeytinyağı
YAPILIŞI
Patates kereviz ve soğanı yuvarlak yuvarlak dilimledim ve derin bir kaba alalım üzerine tuz ,birazcık taze karabiber ve zeytinyağı gezdirip ortaboy fırına dayanıklı kabın içerisine yerleştirelim .Üzeine balıklarınızı tuzlayarak yatıralım ve 175 derecelik fırında 25 dakika pişirelim.
Çok acıktığımız için pişmiş halini çekemedim:))))
Eşim kerevizin burada ne işi var dediysede ben kerevizin balıkla buşmasından kaynaklanan tadı sevdim.Eski evimizin bahçesinde büyük biberiyelerden patatesli soğanlı harca ilave ederdim.Malesef yeni evimizin bahçesinde biberiye yok ama saksılarda biberiye satan bir botanik bahçesi keşfettim en kısa zamanda tere maydanoz ve kişniş saksılarımın yanında yerini alacaktır.:))))

2 Şubat 2012 Perşembe

EKİN'DEN ALINAN İNTİKAMMMM:)))

Şimdi efendim resimlerde de görülen bu minik arkadaşımız EKİN aramıza 2010 -2011 eğitim öğretim yılında katılmış cadılıkları naz ve kaprisleriyle benim canım arkadaşlarımı okuldan ve hayattan bezdirmiş lakin benden hep çekinmiştir.Bu çekincelerinden dolayıda hep nesrinim canım seni çok seviyorum sen diğerleri gibi değilsin ,ne kadar özelsin  nağmeleriyle hayatıma dahil olmaya çalışmıştır.Tabi insan sarrafı olmayı bir türlü öğrenemeyen ben EKİN 'in bu nağmelerine biraz gönüllü olarak inanmışımdır.Ve EKİN 'le arkadaşlık etmek istemeyen arkadaşlarıma ama O'da bir can,O'da bir insan O'nu da  aramıza almalıyız diyerek arkadaş grubumuza yancı olarak dahil olmuştur.

iyi günlerimizde !!!!!!

kendisi yancı olduğu için resimde de yan tarafta oturmaktadır.
Sonrasında yancı arkadaşımız EKİN (bu yazıyı okurken yancı nedemek yaaa dediğini duyuyorum ekintoş , bkz:okey masasında yanda oturan kimse) ANKARA 'ya taşınmış bu arada benim canım arkadaşım Serabı'da evine davet etmiştir.Benim zaten işim vardı çağırsada gidemezdim.:))))))Banada Serap 'la içtikleri kahve çayların resimlerini nispet olsun diye yollamıştır.
Tatlım Kahveler hazır nerde kaldın :)

Kahveye gelmedin çaya bari gel cicim :)
nispet resimleri....


1 Şubat 2012 Çarşamba

EZİNE'nin SİMİT LOKUMU

Bundan 3 yıl önceydi Mutlu'ya internette herkes kendine bir sayfa yapmış oradan gezdiği yerleri ,yaptığı yemekleri anlatıyor ,bende gezip yemek yapabiliyorum , banada bir sayfa yapalım demiştim oda herzamanki beni başından savma cümlesiyle 'hımmm- olurrr -bakarızzz -yaparızzz' dedikten sonra konuyu değiştirmişti.:)))
Ama azimle bu konuyu araştırdım gmailin blog sayfasını keşfettim ve kendime 'noktasız yaşıyorum' yazısınında olduğu 2010 yılında bir sayfa açtım.Artık Mutlu 'yada ihtiyacım kalmamıştı.Peki noldu ? Maymun iştahlılığımla bilindiğim üzere hevesim bitti tek satır yazı bir yemek resmi bile eklemedim .Taaakii 'Sibelin kahvesi'sitesinde ,Bizim Ezinelilerin 'SİMİT LOKUMU 'Sibelin Kahvesinin Nohutlu ekmeğini görene dek :)
Benim çocukluğumda bu ekmek Hıdırellez de ve Meşhur 1 Eylül Ezine panayırında yapılır ,yazın sünet düğünlerinde ve kına gecelerinde gecenin sonunda acıkan misafirlere  bir avuç çerezle birlikte ikram edilir herkes kına lokumu ve çerezini yemeden evine uyumaya gitmezdi:))))
Buarada simit lokumu herkesin harcı olmayan yapması ve tutturması zor bir ekmek türüdür.Kadınların kendi aralarında simit lokumu hamuru koydurdukları(Ezine 'de bu mayanın hazırlanmasına simit hamuru koymak denir) arkadaşları vardır.Herkes birbirine bu kimseleri tavsiye ederken'' aaa canım Ayşenin elinden kesinlikle çok güzel hamur tutar hiç küsmez ''cümleleri bizim orada çok bilindik cümlelerdir.Eğer hamurunuz kabarmadı simit lokumunuz frında öylece kaldıysa bilinki birinin nazarı değmiştir.:)))))))
Ben çok sevdiğim için yapması biraz zahmetli olan be ekmeği anneme yalvar yakar yaptırırdım oda tamam ama nohutlarını sen kırarsın derdi bütün çocukluğum simit lokumu için nohut kırmakla geçti sanırım:))
Sömestre tatilinde Ezine'ye gittiğimde anneme simit lokumu yapmayı düşündüğümü söylediğimde hiç uğraşma bu soğukta tutmaz tutsada sıcağı sevdiği için sen yapıncaya kadar küser demişti.Bu kar fırtınada dışarı çıkamayınca evde ne yapsam diye düşünürken annemin gelirken komşumuzdan alıp bana verdiği nohutları görür görmez çoktandır yapmayı istediğim ama uzun zamanımın olmamasından deneyemediğim Simit Lokumu için kolları sıvadım .
ŞİMDİ SIRA GELDİ MALZEMELERE ve YAPILIŞINA

MALZEMELER
1 Avuç nohut
2 su bardağı elinizi yakar yakmaz sıcak su
 hamuru için 1kg beyaz un
Ekmeği mayalamak için 2 kg veya 3 kg un
Un için beyaz un veya çeşitli un karışımlarını kullanabilirsiniz.
Annemin tavsiyesi ekmek yapılırken kabarması garanti olması için 1 tatlı kaşığı kuru maya..


 YAPILIŞI
Akşamdan kırdığımız bir avuç nohutu cam kavanozun içine koyuyoruz.
Üzerine küçük parmağımızı yakacak sıcaklıktaki suyu ekleyip kapağııda kapatarak olabildiğince sıcak kalacak şekilde sarıp sarmalayıp sabaha kadar takriben 12-14 saat bekletiyoruz.
Bizim ev bu karlı havada soğuk olduğu için kaloriferin önüne koydum kavanozumu.


Sabah ilk işim mayayı kontrol etmek oldu çünki annemin tüm sözlerine rağmen mayanın üstü köpürmüş ve maya tutmuştu.:)


2. AŞAMA

 
Cam bir kap içerisine 2 subardağı kadar un koyuyoruz ve mayamızın sadece suyuyla tahta kaşık yardımıyla bir hamur yoğuruyoruz hamurun kıvamı kek hamurundan daha katı olacak.Hamur yoğurulduktan sonra tekrar mayalanması için sıcak ortamda bekletiyoruz.Bu işlemin adı maya üretmek yada maya tutmakmış.İşin ustası böyle söyledi.Bu arada kavanozun içerisine 1 su bardağı sıcak su ekleyip yoğurulmuş hamurumuzla beraber mayalanmaya bırakıyoruz.
 3. AŞAMA
Cam kapta ürettiğimiz ve mayalandırdığımız hamurumuzdan ekmeğimizi yoğurmak için kullanacağımız mayayı tekrar üretiyoruz.
bunun için ise 1 kg.unu önce bir miktar tuz ekleyerek içine su eklediğimiz nohut mayasıyla  katı bir biçimde kabaca yoğuruyoruz .Yoğurduğumuz hamurun içine önceden cam kapta ürettiğimiz mayayı ve 1 yemek kaşığı kavanozdaki kırıllmış nohutlardanda ekleyerek iki hamuru birbirine yoğurarak iyice karıştırıyoruz.(Annem bu işlemini adına hamuru birbirine alıştırmak dedi.)Ve tekrar mayalanması için bekliyoruz.











PÜF NOKTASI:Unu kabın içine koyup mayayı içine koyduktan sonra yoğurursak maya küser ve kabarmazmış onun için önce un ılık suyla kabaca yoğurulmalı sonra maya konmalıymış bu tarz nohut mayalı yada ekşi mayalı köy ekmekleri böyle yapılırmış.

4. AŞAMA 

Evettttt artık simit lokumu mayamız hazırrr.Şimdi sıra geldi ekmek aşamasına.
Ben marketlerde satılan 500 gr 7 tahıllı un ile 500 gr beyaz unu karıştırdım ve ılık suyla kabaca hamur yoğurup içine hazırladığımız mayanın yarısını koyup iyice yoğurdum.Hamurun kıvamı kulak memesi yumuşaklığında olacak.ve ekmek şeklini vererek pişireceğim kalıba koyup tekrar mayalandırdım.


        
Diğer yarısınıda 1 kg  beyaz un ve  bir miktar tuzla  yukarıdaki şekilde hamur yoğurarakorjinal simit ekmeği halinde hazırladım.