10 Ağustos 2012 Cuma

ISIRGAN ÇIRPMASI yada ISIRGANLI KREP



Isırgan çırpması bizde ilk bahar da taze ısırganların çıkmasıyla yapılan, yanında yoğurtla yenen bir ana yemektir . Hamuru Krep tarzında hazırlanan, eskiden kömürün köz hale gelmesiyle tepsilerde pişirilen bir börek çeşidi sayılabilir.Çırpma hamurunun çırpılmasıyla ısırgan çırpması adını alır.

MALZEMELER
 1 Bağ ısırgan (URTİCA latince adı) :))
2 su bardağı su
tuz
4 yemek kaşığı un yada koyu boza kıvamını tutturacak kadar un
zeytin yağı

YAPILIŞI
Isırgan ları öncelikle ayıklayıp yıkıyoruz iri şekilde doğrayıp üzerine bir miktar tuz ve yağ ile ovuyoruz.(bu işlem esnasında elimize naylon poşet giyiyoruz eldivenler yırtılıyor malesef)
2 bardak suyu derin bir kaba alıp içine damak zevkimize uygun sekilde tuz ekliyoruz ısırganda da tuz olduğunu unutmayın.üzerine unu yavaş yavaş ekleyerek çırpmaya başlıyoruz.Kıvamı boza kıvamı yada krep kıvamında olacaktır.
Tavanın içine az miktar yağı fırçayla sürüyoruz .
İçine hamuru krep kalınlığında döküyoruz.
Üzerine ovuşturduğumuz ısırganları hamur görünmeyecek şekilde yerleştiriyoruz.
ısırganlrın üzerini tam kapatmayacak sekilde hamuru daire şeklinde döküyoruz.
ve tavanın üzerini kapakla kapatarak orta hararetli ateşten daha kısık olacak şekilde ocağın üzerine yerleştiriyoruz.Altının piştiğini kapağı kaldırdığımız zaman çırpmanın üzerine döktüğümüz hamur parcaları saydamlaşmışsa anlıyoruz.ters yüz yaparak diğer tarafını pişiriyoruz.Ben Çırpmaya bayılırım desem abartmam çünki baharda yağmurlarla yeşermiş taze ısırganlarım çırpma yapılmak üzere dondurucumda mutlaka vardır. AFİYET OLSUN

21 Temmuz 2012 Cumartesi

KARŞI KOMŞU LİMONATASI

Benimmmm karşı komşummm Yasminimmm inanılmaz becerikli , müthiş 3 tane çocuk annesi ve komşuların şahıdır.Yasemin karşı komşunuz ise asla aç kalmadığınız gibi, bütün değişik tarifleri ondan tadabilirisiniz.Yasemin çok güzel limonata yapar ve benim eşim yaz geldiğinde klasik cümlesini kurar karşı komşu limonatası yaparmısınınnnn... bu tarif şaşmaz bu arada.Laf arasında benim babammm da müthiş limonata yapar ama sırrını mıh gibi saklar ben yaparım siz yorulmayın der asla ölçülerini söylemez.
Ama Yasminin limonatası tam ölçü tutar...
MALZEMELER
  • 1 Limon
  • 1 portakal
  • 1/2 çay kaşığı limon tuzu
  • 1/2 subardağı toz şeker
  • 1,5 litre su
  • taze nane yaprağı
  • isteğe bağlı taze zencefil
YAPILIŞI
  • Öncelikle limon ve portakal rendenin küçük tarafıyla beyazı alınmadan rendelenir.
  • portakal ve limon rendesi şekerle güzelce ovulur ve aroması ortaya çıkartılır.
  • Portakal ve limon sıkılarak suyu eklenir.
  • portakal ve limonun suyu sıkılmış beyaz tarafı robottan çekilir şekerli limon rendesine eklenerek tekrar güzelce ovulur ve aromanın ortaya çıkması babamın deyimiyle mayalanması için 1 saat bekletilir
  • 1 saat bekledikten sonra 1,5 litre su ilave edilerek şeker eritilir ve temiz bir tülbentten süzülerek iyice sıkılır.
  • Limonatanın olmaz sa olmazı limon tuzudur limontuzu limonataya keskinlik verir limon tuzu olmazsa bu karışıma limon şerbeti denirmiş ,limonata olmazmış babamın yorumu tabiki ve bende katılıyorum...
  • limontuzunu da ekledikten sonra limonatamız hazırr AFİYET OLSUNNN:)))
NOTTTTT:Limonataya portakal daha koyu renk verir ve aromasını farklılaştırır.Eğer portakal bulamaz sadece limonla yapacaksanız ölçünüz herbir limon için 1 litre su olmalıdır.Şeker oranı size bağlıdır bu arada .Eğer zencefilli yapmak isterseniz ceviz büyüklüğündeki zencefil rendelenerek şekerle ovarak aroma çıkardığımız süreçte eklenmelidir. limonatamızı ikram ederken taze nane yaprağı ilave edilmeli öncesinde konan nane limonatanın tadını acılaştırır.

ETLİ ENGİNAR DOLMASI


:))) Enginarın artık sera versiyonlarını yediğimiz şu günlerde yinede bu tarifi yazmak istiyorum .Enginar nisan başından  haziran ortasına kadar taze olarak tüketebileceğimiz karaciğer dostu bir sebze.Çengelköy pazarına Yalova'dan her pazartesi taze taze geliyor.Enginar benim için çok yabancı bir sebze çünki çanakkale de enginar pazarda çok göreceğiniz bir sebze olmadığı için benimde enginar kültürüm son  3 yıldır garnitürle pişiriyordum sonrasında başka nasıl yapılır nasıl yenir araştırmaları sonucunda bu sene iç baklalısını sonra sultani bezelyelisini zeytinyağlı yemeklerime ekledim.Ama favorimmmm etli enginar dolması yapraklarını tek tek kopartarak midye dolma yermiş gibi dişlerinizle sıyırıyorsunuz.Yemek sonunda üzerine içilen 1 bardak su sonucunda ağzınızda şeker tadı kalyor sanırım buda enginarın sürprizi olsa gerek
MALZEMELER(4 kişilik)

  • Kişibaşı 1 adet taze enginar (enginarın sapından tutup salladığınızda kafa kısmı sallanıyorsa tazedir.)
  • Herbir dolma için 1 yemek kaşığı pirinç (bulgurda tercih edilebilir.)
  • 250 gram orta yağlı kıyma ben kuzu kuşbaşı alıp onları küçük küçük doğradım
  • 1 adet orta boy kurusoğan
  • 1/2 demet taze nane
  • 1/2 demet dereotu
  • 1/2 demet maydanoz
  • 2 adet domates
  • 2 adet yeşil biber
  • 1 yemek kaşığı salça
  • 1 tatlı kaşığı sumak veya nar ekşisi
  • tuz ,karabiber,kimyon,kırmızı biber
  • zeytin yağı ve 1,5 subardağı salçalı su

YAPILIŞI
  • Enginarların en dıştaki 2-3 sıra yaprağı kopartılır ve sonrasında yaprakların arası tektek yıkanır ,ortadaki dikenli kısım yıkanırken batabilir dikkat.:))
  • prinçler yıkanır ,kuru soğan sıçandişi şeklinde doğranır diğer malzemelerde doğrandıktan sonra salça ,zeytin yağı ve baharatlar eklenerek dolma harcı etle beraber güzelce yoğrulur.Enginarların en dış sırasından başlanarak harç yerleştirilir.ağzını kapatacağımız tencereye enginarlarımızı yerleştiriyoruz salçamızı 1,5 su bardağı su ile ezerek tencereye ilave ediyoruz.45-50 dakika ağzı kapalı olarak pişiriyoruz.Enginar yapraklarını çektiğimiz zaman rahatça kopuyorsa yemeğimiz pişmiş demektir.
  • Yemesi çok zevkli ;yapraklar bitip ortaya geldiğimiz zaman tüylerini 3-4 defada kopartarak temizliyor ve enginarımızın kalbini afiyetle yiyoruz.
 
bu arada ben enginarı sadece suyla haşlayp yaptaklarını kopartıp salata tabağına diziyorum ortadaki enginar çanağını doğruyorum üzerine dereotunu ince doğruyorum sarımsağı eziyorum limonsuyu ve zeytin yağıyla sos hazırlayıp üzerine gezdirip yaprakları tek tek yemeye başlıyorum diyet yaptığım zamanlarda beni hem doyuran hemde oyalayan bir salata oluyor...:))))

23 Mayıs 2012 Çarşamba

BAHAR GELMİŞ ARTIKKK

bir 23 NİSAN (2012)günü eşimle kendimizi sokaklara vurduk canım eşim benim çok gezmeme malesef hala alışamadı 'canına yazık neden bu kadar yoruyorsun kendini' diye söylenip durur...:))) ama onu zorladığım zamanlarda ise beni kırmaz hatta 'canıma okuyacaksın ben taşınmaz bir mülküm beni neden yerimden kaldırıyorsun cümleleri ardarda sıralandıktan sonra beklenen cümleyi kurar :)) yine nereye gidiyoruz.:)
çengelköy
haydarpaşa garı
 Evet bahar gelmiş ...Çünki eşim benimle gezmek istedi hatta bir yerlere gidelim bile dedi.....

baharın en güzel arkadaşı martılar...

ve..... benim engüzel arkadaşlarım....
biraz geç kalmış bir yazı ......çünkü yazılılarım, okul ve araya giren daha bir sürü şey sonucunda bloğumla hiç ilgilenemedim bir sürü resim çektim sonra tanlışlıkla sildim..:(( sonra tekrar çalışmaya başladım ve işte burdayım yeni denediğim kendimce tariflerimle...
Buaralar organik temizleyicilere taktım ...Önce bulaşık makinası deterjanı ve leke çıkarıcı yaptım... sonuç mu fena değil...çünkü kendimi aştım..artık yabancı ülkelerdeki siteleri araştırıyorum oradaki kadınlar neler yapıyor diye.Anladım ki 'kadın her zamanda ,mekanda ve ülkede kadın'... araştıran çözüm bulmaya çalışan.Bu arada beni tanıyanlar bilir gram ingilizce bilmem,:)) ama google translate nin bozuk çevirisi sıkıştığım zamanda rafete yalvaran ses tonu nolurrrr anlamadım şunu bi çevir..... CEVAP benim çıkarım ne olacak...:)))kocam ve istekleri...benim cevabımsa hep aynı 'sağlıklı bir yaşam.'.daha ne olsun...:)))en çok takip ettiğim site ise http://www.onegoodthingbyjillee.com/2011/11/goodbye-to-yellow-armpit-stains.html
Jill adında amerikalı bir kadın ve muhteşem şeyler yapıyor...:)

BULAŞIK MAKİNASI DETERJANI YAPIMI

-1 Subardağı karbonat (aktarlarda kilosu 3-5 tl arası)
-1 subardağı boraks (ben eminönünden laboratuvar malzemeleri satan yerden alıyorum 1 kilosu 10 tl)
-1/4 subardağı limon tuzu
-1/4 subardağı kaya tuzu
30 damla greyfurt yağı
şimdi öncelikle tuz (öğütülmüş olacak yada siz havanda kıracaksınız.)ve greyfurt yağı karıştırılacak çünki karbonat ve boraksla birleştirilirse topak olur .limontuzu eklenir tekrar karıştırılır.Boraks ve karbonatıda ekledikmi deterjanımız hazır.Cam kavanozda ağzı kapalı olarak muhafaza ediyoruz .Gelelim kullanımına öncelikle makinamızın parlatıcı kısmına elma sirkesi koyuyoruz.tuz bölümünde ise limontuzu kullanabilirsiniz.Deterjan bölümüne 1 kaşık hazırladığımız tozdan koyuyoruz üzerinede 3-4 damla elma sirkesi damlatıp makinamızı çalıştırıyoruz.Benim bulaşıklarda önceleri bardaklarda pırıl pırıl çıkyordu sonrasında biraz beyaz film oluştu onuda jilin sitesinde ki formülü uyguladım.deterjan gözüne elma sirkesiyle beraber sadece 3 damla frosh marka bulaşık deterjanı ekliyorum.bardaklarda mükemmel artık...
Bu arada bizim okuldaki Ayşe öğretmenle konuşmalarımızda o makinadaki bulaşıkların üzerine elma sirkesi sıkıyormuş  pırıl pırıl oluyor dedi denedim evet doğru sonuç..bu arada int.teki pek çok sitede10 ar damla  limon portakal greyfurt yağı karışımından bahsediyor ama Ayşe Öğretmen greyfurt yağını önermişti buda bulşıkları daha parlak yapıyor.

LEKE ÇIKARICI

Leke çıkarıcı için 2 malzeme lazım
-1 ölçü hidrojen peroksit(saç boyasının yanında satılan açıcı)
-1 ölçü karbonat karıştırılır lekeli kısıma sürülür ve 1-2 saat bekletilip makinada yıkanır.

ÇAY BARDAKLARI ve ÇAYDANLIK İÇİ İÇİN LEKE ÇIKARICI

-1/2 KAHVE FİNCANI ölçü hidrojen peroksit
-1/2 KAHVE FİNCANIölçü karbonat karıştırılır  ve çaydanlığın içine konarak üstüne su eklenerek 1 gece bekletilir ertesi gün yıkanır.
 Aynı karışım 2-3 litre su ile karıştırılır içine çay bardakları konarak 3-4 saat bekletilir.bardaklar yıkanır.Gıcır gıcır...aynı karısımda çatal kaşıklar 30 dakika  bekletildiğinde pırl pırıl...çamaşır suyunun zararları zaten şu songünlerde televizyonda bangır bangır..bu arada bir fısfısın içine 1/2 ölçü hidrojen peroksit ve elma sirkesi karıştırıldığında ekmek tahtaları(araştırma yaparken bir sitede bu karışımın et ve sonrasında olusan zararlı mikropları ve virüsleri yok ettiği yazılıydı) ve hertürlü çamaşır suyu kullanarak sterilize edilecek yerlerde kullanılabilir.

 ÇOK YORULDUMMM AMA YEMEK RESİMLERİNİ EKLEMEDEN BİTİREMEDİM  :))


SULTANİ BEZELYELİ ENGİNAR


BEBEK ISPANAK YATAĞINDA YUMURTA SALATASI


Sakız muhallebisi


çilekli muhallebi hemde sakızlı


kabak çorbası


zeytinyağlı sultani bezelye


karşı komşu limonatası


bağlarbaşı ;hatay ekol künefe

bağlarbaşı ;hatay ekol künefenin katmeri...(Pendik gaziburmanın katmerini tek gecerim.)










ANTEP USULÜ PAÇA

ETLİ ENGİNAR DOLMASI

TARİFLER ve MACERALARIM İÇİN TAKİPTE KALIN
eminönünde uğramadan geçmediğimiz TATLICI SAFA
 ;))

14 Şubat 2012 Salı

son zamanlar...

geçtiğimiz hafta benim için  çok yoğundu.Uzun zamandır görmediğim ama hep aklımda olan dostlarımla bizim evde görüştük.ve onlar için zevkle bir dolu tarif hazırladım özenerek ,İşin üzücü tarafı yaptığım tariflerin fotoğraflarını çekmeyi unuttum.Aslında unuttuğum başka bir şey daha var .Vicdan azabım gün geçtikçe artıyor.Şu son günlerde sosyal medya sayesinde herkesin seferber olduğu gamze için bir tüp kan kampanyasına katılmak için kan vermeye gitmeyi istiyorum ama bugün yarın erteliyorum.
Umarım ben ve belki benim bloğumdan okuyan bir yada birkaç kişi bu görevi yerine getiririz.

Bir rus atasözü derki ;Bir insan acı duyabiliyorsa canlıdır. Bir insan başka bir insanın acısını duyabiliyorsa insandır. Ben çevremdeki kişilerin başkalarının da acılarını duyabildiklerine inanıyorum.Bundan 4 yıl önce Antalya 'ya seminere gittiğimde eski ev arkadaşım Figenciğimle Düden Şelalesinde buluştuk karşılıklı şelalenin kenarıda oturup eski günleri konuşup gülerken birden ikimizde ağlamaya başladık çünki  ortak acımız vardı ikimizde kardeşimizi çok talihsiz bir şekilde aynı yıl kaybetmiştik.Karşılıklı acımızı paylaşırken okadar ağladık ki önümüze konmuş olan ne çaydan nede gözlemeden tadamamış tadacak ta durumumuz kalmamıştı.Biraz sakinleşince orada çalışan bir adamcağız yanımıza yaklaşıp ''nekadar ağladınız kardeşim dedi.Bir gazetede okudum insanın hayatındaki mutluluklar ve acılar eşit orandaymış ,yani mutlu olduğumuz zamanlar kadar üzüntülü ve kederli zamanlarımız varmış dedi.İsterseniz bir de böyle düşünün'' adama baktık nediyebilirdik ki elimizde sadece keşkelerimiz vardı.Buraya neden bunları yazdım bilmiyorum ama bildiğim herkesin hayatında mutluluk oranını arttırmanın tek bir yolu olduğu o da güzel yemekler yemek ve yapmak.:)))



Ensevdiğim tencerem ve yemek
ETLİ LAHANA YEMEĞİ
MALZEMELER

-Küçük boy lahana
-2 adet orta boy soğan
-250 gr kıyma veya kuşbaşı et (ben tavuklusuna da bayılıyorum lakin eşim sevmiyor :(( )
-Kuru acı biber veya pul biber
-2 yemek kaşığı domates ve biber salçası
-tuz karabiber
-zeytinyağı ve yeterince ılık su

YAPILIŞI
Edirne de çalıştığım dönemde gezmeden dönerken kendi evime gitmek zor gelmiş arkadaşım da kalmaya karar vermiştim.Gecenin  yarsında   kapuska yermisin dedi arkadaşım; cevabim ıyyyyyk hayır dolmasınıda sevmem kapuskasını hiç yemem olmuştu:))) Gülümsedi bence denemelisin ben yiyeceğim  yok ben süt içrim dedim.Kıymalı kapuskaydı hiç unutmuyorum yemeği ısıttı banada süt ısıttı sonra çok içten gülümsemeyle yaaa canım 1 çatal alsan annem yaptı çok güzel yapar dedi.Herhalde ölmem diye düşündüm o gece 1 tabak kapuskayı mideme indirdikten sonra her hafta yemeğini yaptım sanırım.Gerçek macırlar (muhacir) Lahana kapuskasına pirinç  bulgur koymuyorlar bende zaten pirinçisini sevmiyorum tadını bozuyor yemeğin. Küçük kemikli tavuk etli olanıda muhteşem oluyor.Bu yemeğin olmaz sa olmazı acı biberi ama mutlaka küçük kurutulmuş acı biberle pişirilmesi gerekiyor.Pul iber biraz sosyete işi oluyor bu yemekte.:))) Arkadaşımın annesi öyle söylemişti.
 Tenceremizin altına güveç mantığıyla geç pişenler alta sıralamasıyla önce eti ,sonra doğranmış soğanı ,2 kaşık salçayı acı biberimizi ve isteğe bağlı büyüklükte doğranmış lahanayı  ,tuz, karabiber ve zeytin yağını koyuyoruz.Ağzı kapalı olarak ocağımızın en küçük gözünde altı iyice kısılmış bir şekilde 1 saat pişiriyoruz 1 saatin sonunda lahanalar suyunu salmış iyice küçülmüş oluyor.Kaşıkla yemeğimizi karıştırıyoruz ,2 subardağı sıcak suda salçayı eritip yemeğimize ekleyip et ve lahana yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz.Bu yemek takriben 2-2;30 saat arasında kısık ateşte pişiyor.

MANTAR SALATASI

MALZEMELER
-500 gr mantar
-3-4 adet közlenmiş biber
-1 kutu mısır
-1/2 demet dere otu
- 2adet limon
-sarımsak ,tuz,zeytinyağı

YAPILIŞI
-mantarlar yıkanıp 4 bölündükten sonra limonlu suda haşlanır (kararmaması için haşlama suyunayarım limon suyu eklemek şart. )
-Közlenmiş biberler küp küp doğranır
-dereotu incecik kıyılır
-Mısır mantar biber ve dereotu kapta güzelce harmanlanarak salata kasesine yerleştirilir.
-Üzerine sarımsak limon suyu ve zeytin yağıyla hazırlanan sos ilave edilir.
NOT:bu salataya taze sarımsak ve taze soğan ilaveside çok güzel olur.(Bizde mısır yoktu eklemedim :)))


BALLI AVAKADOLU KAHVALTILIK

MALZEMELER
-1 adet yumuşak avakado
- 2yemek kaşığı bal
-4-5 adet ceviz içi

Bu tarifi okuldan arkadaşım anlattığında avakadoyu tatlı olarak düşünememiştim.Denemeye karar vermem içinde avakado 2 hafta bekledi.
sonuç muhteşem görüntü antep fıstıklı cevizli bir sos
YAPILIŞI


Avakadoyu iyice yumuşaması için bekletiyoruz.Kabukları soyulmuş avakadoyu kasemnin içinde çatalla iyice eziyoruz içine 2 yemek kaşığı balı ve ceviz içini ilave ediyoruz. Bu basiıt değişik kahvaltı için yada  kreplerin arasına sürülecek muhteşem bir lezzet.:)

6 Şubat 2012 Pazartesi

KAHVALTI

Kahvaltı benim için vazgeçilmezlerin başında gelir.Bu tabiki her sabah erkenden kalkıp kendime çay demleyip kahvaltı hazırldığım anlamına kesinlikle ve kesinlikle gelmemektedir.Ama Vazgeçilmezimdir.
Eşim her gördüğü eş dost ve akrabaya senin eşin sana kahvaltı hazırlarmı ? sabahları kahvaltı ediyormusunuz ?diye ısrarla benim yanımda sorar sonra bana döner ve Canım görüyormusun bak herkes kahvaltı ediyor sabahları ,Peki biz neden kahvaltı etmiyoruz? hadi yarın sabah kahvaltı edelim der.Benimse klasik cevabım ımmmm tabi olur sen kahvaltıyı hazırla benide uyandır olur.:)))))))))))))Daha hiç kahvaltı için uyandırılmadım pazar günleride dahil olmak üzere. Buradan eşime duyurulur.

Çalışan biri olarak sabahları her zaman kahvaltı edemesekte bazı akşamlar kahvaltı ediyoruz.Heleki eve erken gelmişsem ve yemekte yapmak istemiyorsam kahvaltıya bayılıyorum.
Bizim kızlar grubumuzla da kahvaltı günü yapmaya karar verdikten sonra iyice kendimi kahvaltılıklar konusunda geliştirdiğimi düşünüyorum.Buradan da Arkadaşlarımın ve benim kahvaltı sofralarımızı yayınlayacağım.Şuan elimde sadece benim ve Dileğin kahvaltı sofrasının resimleri var ama Münişin kahvaltı sofrasının resimlerini mutlaka bulup bloğuma koymalıyım .Arkadaşım baya emek vermiş ve bizim için çok hoş kahvaltılıklar hazırlamıştı.

DİLEĞİN KAHVALTI SOFRASI

 

Bal kabaklı börek


Kara Lahana Sarması


Bisküvili muhallebi

Kıymalı Börek











Dilek'çiğim aynı zamanda bizim için fırında menemen yapmıştı.Klasik menemeni tavada hazırladıktan sonra yumurta kırma aşamasında toprak güveçe koyup üzerine yumurtaları tuz ve baharatlarla çırparak eklemiş ve fırında pişirmişti.

BAL KABAKLI BÖREK
Ben çocukken neredeyse her hafta annem bu bal kabaklı börekten yapardı.Annem el açması yufkayla büyük bir tepside yapar onuda kış olmasından dolayı sobayı çok yakarak sobanın üzerinde pişirir ve bütün evin börek kokmasını sağlardı.Ezine 'de pek çok kişinin çok iyi bildiği bu börek çok sevilir,hemen hemen bütün evlerde yenirdi.Şimdi hala yapılıyormu bilmiyorum.Tadına gelince Karadenizde mutlaka her evde Laz Böreği yada Laz Baklavası yapılır bu börekte içine konan muhallebinin hem tatlı hemde karabiberli olmasıyla meşhurdur.

Bizim Bal Kabaklı Böreğimizinse şekeri ve olmazsa olmazı karabiberidir.Annem ve onun annesi bol karabiberli yaparmış ki soğuk kış günlerinde karabiber insanın içini ısıtsın.

MALZEMELER
1 kg yufka
1 kg rendelenmiş bal kabağı
2 su bardağı toz şeker
1 tatlı kaşığı karabiber
Sıvı yağ

İÇ HARCIN YAPILIŞI
Öncelikle kabaklarımız rendelendikten sonra toz şeker(şeker miktarı isteğe göre değiştirilebir) ve karabiberle Bal Kabaklarının yumuşamasınıda sağlayacak şekilde iyice karıştırılarak bekletilir.
Daha sonra yufkaların üzerine yağ gezdirilip balkabaklı harrç serpilerek her iki taraftan rulo yapılıp yağlanmış fırın tepsisine ortadan başlayarak döşenir.kabaklı iç bitinceye kadar işleme devam edilir.Yufkalar bitince üzerine sıvı yağ sürülüp 175 derecede ısıtılmış fırında 35 dakika pişirilir.Afiyet olsun.

Fırında BALIK BUĞULAMA

2 haftadır Balık aldığımız balıkçımızında aaaa abi ben seni tanıyorum sen yabancı değilsin yeterki al parasını sonra verirsin nağmelerine tav olan eşim haftada 2 kez balık yemek konusunda ısrar ediyor. Haliyle bizde evde her hafta balık mutlaka tüketiyoruz.Aslında balığı tavada yada mangalda seviyorum ben ;şöyle 1 kasa hamsiyi alacaksın mangalı yakacaksın biryandan pişecek bir yandan yiyeceksin.Ne kadar güzel olurdu diyorum çünki Balığın  boyu ve kilosuyla ilgilendiğimiz bu günlerde gitgide balıkların neslinin azalması sonucu kasayla balık almak benim çocukluğumda kaldı.Ben çocukken her pazartesi pazardan annem sardalye alır onlarıda hiç temizlemeden asma yaprağının arasına yada direk ızgaraya koyar pişirirdi.Pişmiş balıklar daha sonra ayıklanır üzerine zeytin yağı limon sıkılır taze ekmek arasında mis gibi yenirdi.Eğer Ezine'liyseniz pazartesileri kurulan o güzel pazardan ve pazara gelen taptaze balıklardan haberiniz olduğu gibi,Ağustos ayındaki o yağlı sardalyelerden BOKLU KEBAP yapıp yemişliğinizde vardır.
boklu kebap için bekleyen sardalyeler :)))










 Evde balık kızartmıyorum çünki kokusunu evden çıkarmak biraz beni uğraştırıyor.Gerçi balık kızarttığım tavada sirke kaynattığımda yada biraz karbonat kaynatınca koku çıksada daha sağlıklı olduğu için fırında yapmayı terçih ediyorum.Lakin zamanı olan istavritin ve hamsininde arasıra tavasını yaparak hakkını veriyorum.
Balık buğulamayı annem soğan domates maydanoz ve limonla yapar ama nedense ben bu tattan pek hoşlanmıyorum.İşte benim sevdiğim tat;


MALZEMELER
4 adet sarı kanat
2 adet patates
1 orta boy soğan
2 küçük kereviz.
tuz taze kırılmış karabiber zeytinyağı
YAPILIŞI
Patates kereviz ve soğanı yuvarlak yuvarlak dilimledim ve derin bir kaba alalım üzerine tuz ,birazcık taze karabiber ve zeytinyağı gezdirip ortaboy fırına dayanıklı kabın içerisine yerleştirelim .Üzeine balıklarınızı tuzlayarak yatıralım ve 175 derecelik fırında 25 dakika pişirelim.
Çok acıktığımız için pişmiş halini çekemedim:))))
Eşim kerevizin burada ne işi var dediysede ben kerevizin balıkla buşmasından kaynaklanan tadı sevdim.Eski evimizin bahçesinde büyük biberiyelerden patatesli soğanlı harca ilave ederdim.Malesef yeni evimizin bahçesinde biberiye yok ama saksılarda biberiye satan bir botanik bahçesi keşfettim en kısa zamanda tere maydanoz ve kişniş saksılarımın yanında yerini alacaktır.:))))

2 Şubat 2012 Perşembe

EKİN'DEN ALINAN İNTİKAMMMM:)))

Şimdi efendim resimlerde de görülen bu minik arkadaşımız EKİN aramıza 2010 -2011 eğitim öğretim yılında katılmış cadılıkları naz ve kaprisleriyle benim canım arkadaşlarımı okuldan ve hayattan bezdirmiş lakin benden hep çekinmiştir.Bu çekincelerinden dolayıda hep nesrinim canım seni çok seviyorum sen diğerleri gibi değilsin ,ne kadar özelsin  nağmeleriyle hayatıma dahil olmaya çalışmıştır.Tabi insan sarrafı olmayı bir türlü öğrenemeyen ben EKİN 'in bu nağmelerine biraz gönüllü olarak inanmışımdır.Ve EKİN 'le arkadaşlık etmek istemeyen arkadaşlarıma ama O'da bir can,O'da bir insan O'nu da  aramıza almalıyız diyerek arkadaş grubumuza yancı olarak dahil olmuştur.

iyi günlerimizde !!!!!!

kendisi yancı olduğu için resimde de yan tarafta oturmaktadır.
Sonrasında yancı arkadaşımız EKİN (bu yazıyı okurken yancı nedemek yaaa dediğini duyuyorum ekintoş , bkz:okey masasında yanda oturan kimse) ANKARA 'ya taşınmış bu arada benim canım arkadaşım Serabı'da evine davet etmiştir.Benim zaten işim vardı çağırsada gidemezdim.:))))))Banada Serap 'la içtikleri kahve çayların resimlerini nispet olsun diye yollamıştır.
Tatlım Kahveler hazır nerde kaldın :)

Kahveye gelmedin çaya bari gel cicim :)
nispet resimleri....


1 Şubat 2012 Çarşamba

EZİNE'nin SİMİT LOKUMU

Bundan 3 yıl önceydi Mutlu'ya internette herkes kendine bir sayfa yapmış oradan gezdiği yerleri ,yaptığı yemekleri anlatıyor ,bende gezip yemek yapabiliyorum , banada bir sayfa yapalım demiştim oda herzamanki beni başından savma cümlesiyle 'hımmm- olurrr -bakarızzz -yaparızzz' dedikten sonra konuyu değiştirmişti.:)))
Ama azimle bu konuyu araştırdım gmailin blog sayfasını keşfettim ve kendime 'noktasız yaşıyorum' yazısınında olduğu 2010 yılında bir sayfa açtım.Artık Mutlu 'yada ihtiyacım kalmamıştı.Peki noldu ? Maymun iştahlılığımla bilindiğim üzere hevesim bitti tek satır yazı bir yemek resmi bile eklemedim .Taaakii 'Sibelin kahvesi'sitesinde ,Bizim Ezinelilerin 'SİMİT LOKUMU 'Sibelin Kahvesinin Nohutlu ekmeğini görene dek :)
Benim çocukluğumda bu ekmek Hıdırellez de ve Meşhur 1 Eylül Ezine panayırında yapılır ,yazın sünet düğünlerinde ve kına gecelerinde gecenin sonunda acıkan misafirlere  bir avuç çerezle birlikte ikram edilir herkes kına lokumu ve çerezini yemeden evine uyumaya gitmezdi:))))
Buarada simit lokumu herkesin harcı olmayan yapması ve tutturması zor bir ekmek türüdür.Kadınların kendi aralarında simit lokumu hamuru koydurdukları(Ezine 'de bu mayanın hazırlanmasına simit hamuru koymak denir) arkadaşları vardır.Herkes birbirine bu kimseleri tavsiye ederken'' aaa canım Ayşenin elinden kesinlikle çok güzel hamur tutar hiç küsmez ''cümleleri bizim orada çok bilindik cümlelerdir.Eğer hamurunuz kabarmadı simit lokumunuz frında öylece kaldıysa bilinki birinin nazarı değmiştir.:)))))))
Ben çok sevdiğim için yapması biraz zahmetli olan be ekmeği anneme yalvar yakar yaptırırdım oda tamam ama nohutlarını sen kırarsın derdi bütün çocukluğum simit lokumu için nohut kırmakla geçti sanırım:))
Sömestre tatilinde Ezine'ye gittiğimde anneme simit lokumu yapmayı düşündüğümü söylediğimde hiç uğraşma bu soğukta tutmaz tutsada sıcağı sevdiği için sen yapıncaya kadar küser demişti.Bu kar fırtınada dışarı çıkamayınca evde ne yapsam diye düşünürken annemin gelirken komşumuzdan alıp bana verdiği nohutları görür görmez çoktandır yapmayı istediğim ama uzun zamanımın olmamasından deneyemediğim Simit Lokumu için kolları sıvadım .
ŞİMDİ SIRA GELDİ MALZEMELERE ve YAPILIŞINA

MALZEMELER
1 Avuç nohut
2 su bardağı elinizi yakar yakmaz sıcak su
 hamuru için 1kg beyaz un
Ekmeği mayalamak için 2 kg veya 3 kg un
Un için beyaz un veya çeşitli un karışımlarını kullanabilirsiniz.
Annemin tavsiyesi ekmek yapılırken kabarması garanti olması için 1 tatlı kaşığı kuru maya..


 YAPILIŞI
Akşamdan kırdığımız bir avuç nohutu cam kavanozun içine koyuyoruz.
Üzerine küçük parmağımızı yakacak sıcaklıktaki suyu ekleyip kapağııda kapatarak olabildiğince sıcak kalacak şekilde sarıp sarmalayıp sabaha kadar takriben 12-14 saat bekletiyoruz.
Bizim ev bu karlı havada soğuk olduğu için kaloriferin önüne koydum kavanozumu.


Sabah ilk işim mayayı kontrol etmek oldu çünki annemin tüm sözlerine rağmen mayanın üstü köpürmüş ve maya tutmuştu.:)


2. AŞAMA

 
Cam bir kap içerisine 2 subardağı kadar un koyuyoruz ve mayamızın sadece suyuyla tahta kaşık yardımıyla bir hamur yoğuruyoruz hamurun kıvamı kek hamurundan daha katı olacak.Hamur yoğurulduktan sonra tekrar mayalanması için sıcak ortamda bekletiyoruz.Bu işlemin adı maya üretmek yada maya tutmakmış.İşin ustası böyle söyledi.Bu arada kavanozun içerisine 1 su bardağı sıcak su ekleyip yoğurulmuş hamurumuzla beraber mayalanmaya bırakıyoruz.
 3. AŞAMA
Cam kapta ürettiğimiz ve mayalandırdığımız hamurumuzdan ekmeğimizi yoğurmak için kullanacağımız mayayı tekrar üretiyoruz.
bunun için ise 1 kg.unu önce bir miktar tuz ekleyerek içine su eklediğimiz nohut mayasıyla  katı bir biçimde kabaca yoğuruyoruz .Yoğurduğumuz hamurun içine önceden cam kapta ürettiğimiz mayayı ve 1 yemek kaşığı kavanozdaki kırıllmış nohutlardanda ekleyerek iki hamuru birbirine yoğurarak iyice karıştırıyoruz.(Annem bu işlemini adına hamuru birbirine alıştırmak dedi.)Ve tekrar mayalanması için bekliyoruz.











PÜF NOKTASI:Unu kabın içine koyup mayayı içine koyduktan sonra yoğurursak maya küser ve kabarmazmış onun için önce un ılık suyla kabaca yoğurulmalı sonra maya konmalıymış bu tarz nohut mayalı yada ekşi mayalı köy ekmekleri böyle yapılırmış.

4. AŞAMA 

Evettttt artık simit lokumu mayamız hazırrr.Şimdi sıra geldi ekmek aşamasına.
Ben marketlerde satılan 500 gr 7 tahıllı un ile 500 gr beyaz unu karıştırdım ve ılık suyla kabaca hamur yoğurup içine hazırladığımız mayanın yarısını koyup iyice yoğurdum.Hamurun kıvamı kulak memesi yumuşaklığında olacak.ve ekmek şeklini vererek pişireceğim kalıba koyup tekrar mayalandırdım.


        
Diğer yarısınıda 1 kg  beyaz un ve  bir miktar tuzla  yukarıdaki şekilde hamur yoğurarakorjinal simit ekmeği halinde hazırladım.